Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak! M.Kemal Atatürk
BESLENME KÖŞESİ 0-6 YAŞ ÇOCUKLARINDA DİL GELİŞİMİ EĞİTİCİ YAZILAR OYUNLAR GEMS KONU BAŞLIKLARI

ÇOCUKLARDA ŞİDDET EĞİLİMİ

ÇOCUKLARDA ŞİDDET EĞİLİMİ

 


Okul çağıyla birlikte çocuklarımız pek çok açıdan özel ve zor bir döneme giriyorlar. Bizlerde bu dönemde  çocuklarımızın bu soru ve sorunlarına çözümler sunmayı, çocuğun kişilik gelişimini ve okuldaki başarısını desteklemeyi amaçlıyoruz. Okulun ve ailenin sorumluluk duygusu ne kadar fazla olursa, bir şeyleri değiştirme şansımız da o oranda artacaktır.

Sosyal şartların dengesizliği, bilgisayar çağının getirdiği hızlı değişimler, kaybettiğimiz bazı toplumsal değerler,modellerin azalması,eğitim-öğretim şartları ve bunun sonucu olarak yaşadığımız baskılar.... Vazgeçilmez tek şey şudur ki: İnsanı insan yapan insan ilişkileridir ve bu ilişkilere bağlı olarak insanın kendisiyle ilgilenerek gelişmesidir. ,

         Bir çocuk şiddet simgeleyen davranış gösteriyorsa,genelde yardıma ihtiyacı vardır. Bu davranışı seçmede özgürdür ama bunu bir şeylere karşı savunmak için kullanır. Bunlar yoğun çaresizliğin,özgüven eksikliğinin, kendince yaşadığı bir karışıklığın, hayal kırıklığının, korkunun, küskünlüğün, hiddetin veya ümitsizliğin sonucudur.

ŞU GERÇEKLERİ UNUTMAMALIYIZ Kİ:

§         Çocuklar ve gençler her zaman yetişkinlerin dünyasının aynasıdır.

 

 

Bu tür başlıklara izin vermemeliyiz.

Peki bizler nerede hata yapıyoruz? Aile ve çevrenin önemli olduğu hepimiz tarafından biliniyor.     Çocukların ve gençlerin çoğu tek çocuk olarak büyüyor. Paylaşmanın tadına, çoğu ömür boyu varamıyor. Anneler babalar çalışıyor, akrabalar uzakta oturuyor, komşularla pek görüşülmüyor; üstüne üstlük “benim zamanım yok” deniyor. Bu boşluğu çocuk televizyon, bilgisayar gibi gereçlerle dolduruyor.

 

 

Çocuklarımızın olumlu bir davranış gösterebilmesi için en önemli faktör, onların kendilerinin ilgi, sevgi, iyilik  dolu bir atmosferde yaşamasıdır. Uzmanlar; çocukların yaşadıkları evde, kendilerini güvende hissetmelerinin, dikkatlerini kendi üstlerinden çekip başka insanlara ve onların sorunlarına yöneltmede önemli bir etken olduğunu vurgulamaktadır. Bunun tam tersi durumlarda sevgi ve ilgiden mahrum yetişmiş çocuklar kendilerini sürekli güvensiz hissedeceklerinden sadece kendilerini korumayı, kurtarmayı, düşünmeleri doğaldır.

 Çocuklar ve gençler, kendi kimliklerini geliştirmek, istediklerine ulaşmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli arayış içindeler. Bunlar için aynı zamanda özdeşleşmeye uygun modeller seçmeye başlarlar. 

 

 

 Ailelerin bazı konularda bilgilendirilmeleri şart.Onlar: “ Bizler korku içinde büyüdük, söz dinledik, şımarmak yoktu, hoşgörü yoktu” deyip, rahat büyümelerini istiyorlar. Ama bunları bilmiyorlar:

 

 

 §         Çocukların sınırlara ihtiyaçları vardır.

 

 

§         Çocuklar sosyal davranışları  doğuştan bilmiyorlar, öğrenmeleri gerekli.

 

 

 §         “ Hayır” kelimesini, “Evet” kelimesi gibi bilmeliler.

 

 

 ÇOCUKLARI DUYARLI KILAN NEDİR?

 

 

Bazen kendimizi sanki çepe çevre şiddet ve zulümle çevrilmiş bir dünyada yaşıyor gibi algılayabiliriz.ABD’de yapılan bir istatistiğe göre,okullarda yada  okulların civarında her yıl üç milyona yakın suç işlenmektedir. Ev içi şiddete yönelik bir çalışma,pek çok liseli erkek öğrencinin, eğer kendini öfkelendiriyorsa, kız arkadaşına vurmanın uygun olduğunu  düşündüğünü göstermiştir.

 

 

Şiddet ve zalimliğin çok sık görüldüğü ve hatta neredeyse kabul edildiği bir dünyada, çocukların daha duyarlı, iyilikçi insanlar olarak gelişebilmeleri  için neler  yapılmalı, nasıl davranmaları gerektiği pek çok anne ve babaların merak ettiği bir sorudur.Duyarlı çocuklar yetiştirmenin dünyadaki şiddeti azaltmada  tek çözüm olmadığı açıktır, ama acaba gerek televizyonda gerek caddelerde şiddete maruz kalmaları çocuklarımızın daha katı yürekli olmalarına yol açıyor mu?

 

 

 Kuşkusuz anne babalar çocuklarının yaşamını etkileyen her şeyi kontrol edemezler. Genellikle sertlikle, acımasızlıklarla ya da mutsuzluklarla dolu gerçek dünyada daha çok zaman geçiriyorlar. Ayrıca anne ve babaların kontrol edemeyecekleri  kendilerine özgü kişilikleri, özellikleri vardır. Bütün bunlara rağmen, çocuklarımızın daha sevecen, daha adil ve daha sorumlu olarak yetişebilmeleri için bizlerin yapabileceği bir şeyler olduğunu yine de  söyleyebiliriz.

 

 

Acaba çocukların doğasında sevgi yok mu?

 

 

 İnsanlar genelde çocukların dünyayı kendilerine göre, kendi bakış açılarıyla değerlendirdiklerini sanırlar. Bir zamanlar araştırmacılar, diğer insanlara yönelik gerçek sevgi ve ilgi duygusunun, yaş yetişkinliğe doğru ilerledikçe ortaya çıktığına inanırlardı. Ama artık bu inancın doğru olmadığı, kişinin kendini bir başkasının yerine koyma (empati) ve ilgi ile karışık endişelenme işaretlerinin çok daha küçük yaşta gözlenebildiği ortaya çıkmıştır. Örneğin Waurler, Yorrow ve King adlı psikologlar, anne ve babaları fiziksel yada duygusal bir nedenle sıkıntı içinde olan çocukları izlemişler ve çok küçük yaştaki çocukların bile anne ve babalarıyla birlikte  bu sıkıntıyı  yaşadıklarını  görmüşlerdir.

 

 

Anne ve babalar neler yapabilirler ?

 

 

§         Neler hissettiğinizi  bilmelerini sağlamak gerekir. Yapılacak en önemli şey, çocuklarınızın sevgi, şevkat ve sorumluluk duyguları içinde davranmalarının, sizi ne kadar mutlu edeceğini  onlara söylemektir.

 

 

§         Çocuğunuzla konuşurken içten ama kesin bir dil kullanın.

 

 

§         Üzerinde durduğunuz şey, onun kişiliği ya da herhangi bir özelliği değil, yapmış olduğu ve dikkatinizi çeken bir davranış olsun.

 

 

 §         Eğer sizin herhangi bir konuda duygusal olarak çok etkilendiğinizi bilirse, bu konu onlar içinde  önemli hale  gelir. Ayrıca çocuk sizin o tür davranışları neden onaylamadığınızı da bilmek zorundadır.

 

 

§         Hangi tür davranışları onayladığınızı, hangilerini  onaylamadığınızı çocuklarınıza  açık, dürüst ve kesin konuşarak belirtin. Önemli olan onların suçluluk duymasını sağlamak değil  bir şeyler öğrenmesini sağlamaktır.

 

 

§         Onlar için iyi modeller olun.

 

 

§         Somut davranışlar, söz olarak söylenenlerden daha etkilidir.

 

 

 §         Eğer siz kendiniz tutarlı olarak sevgi ve şevkat dolu biriyseniz, çocuklarınızın da bu şekilde yetişmesi olasılığı  yüksektir.

 

 

 §         Eğer çocuklarınızın onuruna saygıyla yaklaşır, başarılarına ilgi gösterir ve fark ederseniz onlara vereceğiniz mesaj, tüm canlıların onuruna saygı ve ilgi gösterilmesi gerektiği olacaktır.

 

 

Peki dış dünyanın etkileri  ne olacak?

 

 

Örnek: Her zaman rastlanabilecek sıradan türden iyilikçi  davranışları sergileyen kahramanların öykülerini anlatan kitaplar okuyun . Televizyonda iyilikçi davranışlar izleyen çocukların bu davranışları taklit etme eğiliminde  oldukları görülmüştür. Bu nedenle şiddete yönelik filmler izlemelerini engellemeliyiz. Kimlere hayran oldukları ve onlara neden hayran oldukları konusunda söyleşiler yapılması etkili olur.    Psikolog Segal’e göre; hiçbir yaklaşım, çocuk ile anne-babası arasında  olan sevgi ve ilgi bağı olmazsa işe yaramaz.

 §         Kendilerini başkalarının yerine koyarak, onların düşüncelerini de anlamaya çalışmaları gerektiğini belirtmeliyiz.

 

 

 §         Bu çağda, kendimize karşı daha hassas, başkalarına daha duyarsız yaklaşmanın olumsuz bir davranış olduğunu ilk başta kendi davranışlarımızla sergilemeliyiz.

 

 

 §         Suçu önce başkalarında değil, kendimizde aramamız gerektiğini söylemeliyiz.

 

 

 §         Çocukları çok iyi gözlemlemeliyiz.

 

 

 Bugünkü çocukların isimlendirilmelerini inceleyelim: BENCİL ÇOCUKLAR,SOSYAL-KÖR ÇOCUKLAR, ALIŞVERİŞ ÇOCUKLARI, MARKA DELİLERİ, HAMBURGER ÇOCUKLARI,DOYUMSUZ, ŞIMARIK ÇOCUKLAR....